Yeniden

Nisan 08, 2020 Kendimi Aradığım Cümleler 0 Comments

Selam, yazmayalı çok zaman oldu, çok uzun zaman oldu. Neden? Ben hep vaktim çok olduğu zamanlarda yazarım çünkü yazmak benim için kendini keşfetmenin bir yoludur. İçindeki can sıkıntısını atlatmanın en güzel yollarından biri. Şimdi sana son birkaç yılı anlatacağım.
Sana şunu diyemem. Bundan sonra her zaman yazacağım. Bunu diyemem çünkü çok dinamik süreçler. İçimden ne zaman gelirse yazıyorum. Ne zaman yazmak istersem, ne zaman yazamaya ihtiyaç duyarsam işte o zaman. Ama burası benim için günlük gibi. Kimsenin okumadığı, bazen benim bile varlığını unuttuğum, yakınlarımdan kimsenin bilmediği, aklıma geldiğimde birkaç tıkla ulaşabildiğim, geçmiş yıllardaki ruh hallerimi görebildiğim, içimi özgürce dökebildiğim tek platform. Buranın bana verdiklerini veremeyen insanlar var. Kimsenin kimseyi ne dinlemeye ne de anlamaya niyeti var. Son birkaç yıl diyordum. Kronolojik olarak mı anlatayım yoksa bombayı önden patlatayım mı? =D Mezun oldum ve tus'tan 60 aldım kankii, bitti okul da tus da bitti. Üstelik atandım. Hayatımdaki çoğu düğüm çözüldü yani, yaklaşık 3 düğüm. Hani çözülmeyen düğümlerde anlattığım, kessem mi diye düşündüğüm ipler... Bugünleri göreceğime bile inancım yoktu. O kadar çok istediğim yerdeyim ki. Tam hayallarimdeki gibi. Mezun olmuşum, tusta yüksek puan almışım, istediğim bölüme ve şehre atanmışım, ney üflüyorum üstelik dembudemdir ilahisini bile -bu ilahi senin ney'e başlama sebebin, neyzen birinden bu ilahiyi dinlediğin ilk anda etkilenmiş ve ben de böyle üfleyeceğim demiştin- bugün 2.kur derslerinden 3 video izledim ve o kadar zor değilmiş, korktuğum ve hep kaçtığım kadar zor değilmiş. Aslında hayatımın hiçbir dönemi korktuğum ve kaçtığım kadar kötü olmadı. Sadece bazen hiç beklemediğim yerlerden yumruklar yedim ve bu yumruklar o kadar beklemediğim ve güvendiğim yerlerdendi ki yığıldım yere, kalkacak gücü bulamadım, kalksam kime güvenecektim ki artık, nasıl olduysa artık bir şekilde devam ettim aslında ruhum devam edemedi sadece bırakıp gidememenin verdiği devam etmekti bu. Yine de çok güzel zamanlarım geçti özellikle buralara da yazdığım 4. ve 5.sınıf üniversite hayatımın en güzel zamanlarıydı, okula daha düzenli gittiğim, derslere girdiğim, mesleği öğrendiğim(dahiliye,pediatri,genel cerrahi), teneffüslerde arkadaşlarımda kantinde muhabbet ettiğim, öğle araları çimlere indiğim, haftasonları işte çalıştığım, ilk paramı kazandığım, ilk paramı gözlüğe ve ayakkabıya yatırdığım hatta bunun için kazandığımdan çok açıldığım, zumba kursuna gittiğim, yalnız t-yaşamayı öğrendiğim, kafama estikçe sinemaya gittiğim, Fi ve Söz dizlerine sardığım, çok çok güzel günlerdi. İntern olmak zordu, kaldıramadığım şeyler oldu, çok yoruldum, çok hastalandım, çok kaybettim, çok tartıştım ama çook öğrendim. İnternlikle ilgili kazanımlarımı 2019 yılının bana getirdikleri yazılarımda yazdım telefonumda. Şu an nasıl bir durumdayım peki? Aslında sevinçli ve umutlu olmam gerekirdi, yukarıda da belirttiğim gibi istediğim her şey gerçekleşti. AMA kaygılıyım, bilmiyorum belki de geçmişin kaygıları artık bende kronikleşti. Çok üzgünüm eğer böyle bir şey olduysa, liseyi ilk kazandığımda ya da üniversiteyi o yaz dönemlerini hatırlıyorum da, o kadar mutlu huzurlu ve umutluydum ki çok rahatlamış olarak geçirdiğim birkaç aylardı sanırım, sonra okul başlayınca yaşadığım zorluklar ve gerilimler şuan bundan sonrasının da zor geçeceğini ve şimdi mutlu olmanın hiçbir anlamı olmadığını, zaten zor günlerin başlangıcı olacak bu günleri kutlamanın hiçbir anlamı olmadığını fısıldıyor, ama senin sorunun ne biliyor musun sen kutlamayı bilmiyorsun, eğlenmeyi bilmiyorsun, tatili bilmiyorsun, rahatlamayı bilmiyorsun. Biliyordun da belki artık bilmiyorsun. Her neyse 4. ve 5.sınıftan bahsetmek beni iyi hissettiriyordu yine ondan bahsetmek istiyorum. Aynı hayatı yeniden kuramaz mıyım? Neden kuramayayım, corona günleri bittikten sonra kurslara kayıt olacağım, belki her insanla anlaşamayabilirim ama anlaşacağım insanlar olacaktır, etkinlikler yapacağım dost edinebilirim, yine bir diziye bağlanabilirim, para kazanıp para harcayacağım, sinemeya giderim yine, işimi iyi yaparım, erken kalkarım, kahvemi içerim her gün... Gülseren budayıcıoğlu'nu izliyorum birkaç gündür, kader motifinden bahsediyor yine, onu ilk dinlediğimde "Ben kader motifimi değiştireceğim ben artık şanslı bir insanım" demiştim, sonra hayatımdaki bir düğüm daha çözülmüştü, 'iyi hisset' kitabını da okumuştum nasıl da iyi gelmişti. Kader motifimi değiştirmek istiyorum, en çok tekrar eden motif ne biliyor musun? İnsanlardan korkmak ve kaçmak. Artık güçlüsün, kaçmana gerek olacak bir şey yok, lütfen katıl ve karış insanlara. Kibar ol yeter. Başka bir şey olmana hiç gerek yok. İnsanlar iyiler, herkes kendi derdinde, sana ne zarar verebilir ki, diyelim ki verdi en fazla istifa edersin başka bir yola başlarsın. Korkma artık korkma, hayat cesurları ve kibarları sever. Ve lütfen yalan söyleme, söyleyemiyorsun zaten ve başına işler açıyor, dürüst ol boş ver her koşulda açığa çıkıyor zaten. Evet biraz bilgisayarda vakit geçirince sol omzum ağrımaya başladı, buna bir çözüm bulmalıyım, bantlardan almalıyım. Çok yazdım uzun yazdım, yine yazarım gibi geliyor, yazmalıyım belki de. Huzurlu kal...


Yaşadık be tamam
Anladıysak ne gam
Bir sofrada bin saf tutulmuş
Görmüyorsan devam
Ağlarım gülerim
Aynı tas ve hamam
Adamım kaygan kanun bu
Düşerim uyamam
Kalmasın bak elinde
Gönül bu yerme yerinme
Ve dünya bir çölse durma
Seraba su getir
Öyle kolaysa gel başımdan
Kaldır at sevdanı
Dertli saz bu boşa çalınmaz
Çaldığın reva mı?
Satmam bu dert benim
Hem ağam hem paşam
Öğrenirim onunla kendimi
Direnenler yaşar


0 yorum: